News

Check out market updates

Fethiye

Fethiye

Fethiye

Her kent, her deniz bir renkle anılsaydı Fethiye’ye türkuaz yakışırdı. Türkuaz yeşile çalan mavi demek ve Türk’ten üretilmiş, Türk çinilerinin mavisinden. İşte mavinin bu en güzel tonu gelip Fethiye’de Ölüdeniz’e oturmuş. Akşamüstü, günbatımına doğru doğa harikası Ölüdeniz’de, başka hiç bir denizde göremeyeceğiniz türkuazı yakalayacaksınız. Mavi desen mavi değil, yeşil desen yeşil değil ama hem mavi, hem yeşil. Anlatması zor.

Fethiye

Fethiye

İyisi mi siz gidip kendiniz görün de vurgun yemiş gibi olun!

Fethiye’ye varıp da kalacağınız yere yerleştiniz mi, önce bir çarşısını dolaşın. Oldukça iyi korunmuş, yapılaşmanın kontrol altında tutulduğu, daracık sokakları gölgeli, küçücük meydanlarıyla sevimli çarşısını dolaştınız mı kendinizi artık Fethiyeli hissedeceksiniz. Yabancılığınızı unutacaksınız da yıllardır burada yaşıyormuşsunuz gibi bir duygu saracak içinizi.

Akşam olunca çarşının rengi ve havası değişiverir. Lokantaların, barların zamanıdır artık. Balıklar ızgarada cızırdamaya ve ortalığı hafiften bir anason kokusu sarmaya başlamıştır. Gündüzün sıcağı da geride kalmış, akşamın serinliği egemen olmuştur.

Fethiye çevresini  öyle birkaç günde dolaşmak kolay değildir. Tatil için her şey vardır. Tarih, kültür, plaj, su sporları, Türkiye’nin en iyi yamaç paraşütü alanı, Türkiye’nin en etkileyici ören yerleri, en iyi koyları, mutfak ve alışveriş. Fethiye dışında, tatili bu denli dolu geçireceğiniz, her anından zevk alacağınız yerlerin sayısı azdır.

Fethiye’yi sayfalara sığdırmak da zordur bu nedenle. Gelin başlayalım gezimize.

Kent gezisi

Antik çağda Telmessos kahinler kenti olarak ünlenmişti.

Eski kent Telmessos Fethiye’nin sırtını dayadığı dağın yamaçlarından körfeze kadar uzanan geniş bir alanda kurulmuştu. Kalıntılar bugün de izlenebilir.

Başınızı kaldırıp baktığınızda yamaçta Amintas Kral Mezarı’nı göreceksiniz. İon sitilinde ve tapınuk türündeki anıt mezarın cephesi iki sütunludur. Soldaki sütunun orta kısmında “Herpamias oğlu Amintas” yazılı. İçeride üç taş peyke bulunmaktadır.

Fethiye

Fethiye

Kentin içinde ve çevresinde pek çok lahit ve  kaya mezarı göreceksiniz. Anıtsal lahit mezarlardan en önemlisi PTT yanındadır ve Likya dönemine aittir. Lahit,  savaşçıları simgeleyen kabartmalarla bezenmiş.

Şehrin güneyinde yükselen tepenin üzerindeki Telmessos akropolünde Aziz John Şovalyelerinin yaptığı sanılan bir kalenin  kalıntıları var. Kale Osmanlı döneminde de kullanılmış. Tepeye çıkanlar, sur kalıntıları, sarnıç ve tepenin doğu yüzünde küçük kaya mezarları görecekler.

Telmessos’un amfi tiyatrosu, iskelenin hemen üzerinde sürdürülen kazılar sonucu ortaya çıkarıldı. Erken Roma döneminde inşa edilen, M.S 2. yy’da onarım geçiren tiyatronun 5.000 kişi kapasiteli olduğu ve Bizans döneminde Arena olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Şimdiki hali ile 1.500 kişinin kullanımına cevap veren Telmessos Tiyatrosunun onarımı için hazırlıklar sürüyor.

Fethiye’de Osmanlı dönemine ait eserler arasında 1791 yılında yapılan Eski Cami ve Fethiye Hamamı sayılabilir. Her iki eser de Paspatur Çarşısı’ndadır. 14 kubbeli ve 6 kemer üzerine kurulmuş hamam bugün de kullanılıyor. 2001 yılında açılan Fethiye Şehitler Anıtı, Kurtuluş Savaşı, Çanakkale savaşları, Kıbrıs ve Kore şehitleri anısına dikilmiş. Kaideyi çepeçevrre saran rölyefler bu savaşlarda şehit olan askerleri betimliyor.

Fethiye Müzesi

Başta Telmessos olmak üzere  Fethiye çevresindeki antik yerleşimlerde sürdürülen kazılarda elde edilen buluntuların sergilendiği Fethiye Müzesi, kent gezisi öncesi ya da sonrasında gezilmeli. Tunç, arkaik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait arkeolojik, Menteşe, Osmanlı ve yakın döneme ait etnografik eserlerin sergilendiği müze Pazartesi dışında her gün 08.00-17.00 saatleri arası açık.

 

Tarihte Fethiye

Fethiye

Fethiye

Antik dönemde bugünkü Fethiye merkezinde Telmessos kenti bulunmakta. Telmessos, Likya bölgesinin önemli kentlerinden biri. Likya’nın batı sınırını oluşturuyor. Batısı Karya bölgesi.

Telmessos’un MÖ 5. yüzyılda kurulduğu tahmin ediliyor. Kuruluşa ilişkin kesin bilgiler yok. Bu nedenle olsa gerek efsane devreye giriyor. Efsaneye göre güneş tanrısı Apollon kuruyor kenti. Apollon Finike kralı Agenor’un küçük kızına aşık olmuş. Sevimli bir köpek kılığına girmiş utangaç kıza yaklaşabilmek için. Evlenmişler. Bir oğulları olmuş, adını Telmessos koymuşlar. Apollon kurduğu kente oğlunun adını vermiş.

Likya tanrısı Apollon kuruyor kurmasına da, Telmessos, tüm Likya ve Karya kentleriyle birlikte  MÖ 547’de Pers egemenliğine giriyor ve krallığa bağlı Satrap’lık oluyor. MÖ 5. yüzyıl ortalarında kurulan Attik-Delos birliğine katılıyor. MÖ 344-343 kışında Büyük İskender ordularına teslim oluyor. MÖ 189’da Bergama Krallığı’na katılıyor, Roma’lılar tarafından. Bergama’nın çöküşü ardından, MÖ 133’de Likya federasyonuna giriyor ve federasyonun en önemli altı kentinden biri oluyor. 8. yüzyılda Bizans imparatoru II. Anastasios onuruna adı Anatasiapolis olarak değişiyor. 1284’de Menteşeoğulları, 1424’de Osmanlı topraklarına katılıyor ve Meğri adını alıyor..

Bugünkü adı 1934’de şehit pilot Fethi Bey’e izafeten verilmiştir.

Fethiye-Göcek arasındaki koylar

Fethiye-Göcek karayolu üzerinde, çok sayıda koy ve plaj vardır. Teknelerle gelinse de karayoluyla daha kolay ulaşılır bu koylara. Yerli-yabancı kampçılarla, karavanıyla gelenlerin sevdikleri yerdir. Yaz aylarında özellikle hafta sonları, yakın çevreden piknik yapmak, denize girmek için gelenlerin akınına uğrar.

Bu koyların en tanınmışlarından biri Fethiye’ye 17 km uzaklıktaki Katrancı Koyu’dur. Tam bir cennet parçasıdır burası. Kızılçam, okaliptüs ve Kıbrıs akasyaları arasına gizlenmiştir.  Mayıs-Ekim arasında çadır kurabilir, su, elektrik alabilir, ihtiyaçlarınızı büfe ve kafeteryalardan karşılayabilirsiniz. Katrancı’ya yaz aylarında Fethiye’den düzenli minibüs seferleri yapılıyor.

Kalabalıktan sıkılanlar, Katrancı’nın kıyısındaki patika yolu izleyip tepeyi aştıklarında bir başka koya, Kızlar koyuna çıkarlar. Üç tarafı çamla kaplı bu koy daha sakindir. Tepedeki çardak lokanta-bar, koyu ayaklar altına alan manzarasıyla ilgi görmektedir.

Katrancı’nın 2 km ötesinde, Fethiye’ye 19 km uzaklıktaki Günlüklü koyu da bir başka doğa harikasıdır. Fethiye-Göcek karayolundan 1 km içeride olan ve Fethiye’den minibüs seferleriyle de ulaşılabilen Günlüklü koyu kumsalı Günlük(Sığla) ağaçlarıyla kaplıdır. Ağaçların altında çadır kurulabilmektedir.

Fethiye-Göcek arasındaki bir diğer koy ise Küçük Kargı Koyudur. Günlük ağaçları içinde serin ve sakin bir orman içi dinlenme yeridir

Fethiye Plajlar

Fethiye merkezinin çevresindeki en tanınan plajlar Çalış ve Karagözler plajlarıdır. Çalış plajı körfezin açığında yol kıyısında uzun (5 km.), dar kumsallıdır. İyi rüzgar aldığı için sörfe çok uygundur. Dört km. uzaklıktaki plaja otobüs ve minibüs seferi düzenli ve çok sıktır. Yol ve kumsal boyunca çok sayıda otel sıralanır. Lokanta, bar ve alışveriş yerleri de var. Bir yörük çadırı kuruldu plaja. Kaybolmaya yüz tutmuş yörük kültürünü, mutfağını tanıtmak için iyi de oldu. İlgi görüyor. 1. ve 2. Karagözler plajları Fethiye’nin içinde sayılır. Rüzgarlı havalarda bile dalgalı olmayan denizi yüzmek için çok uygun. Plajda belediyeye ait Kayıkhane tesisleri her türlü su sporuna olanak tanıyor.   Son yıllarda kürek sporu ilgi görmeye başladı Fethiye’de. Karagözler’de her yıl 9-10 Şubat tarihlerinde Akdeniz Kupasi Kürek Yarışları yapılıyor. Yarışmalar bu yıldan itibaren uluslar arası katılıma açılacak.

Fethiye yakın çevresinde çok sayıda başka plaj da var. Ölüdeniz Kıdrak ve Belceğiz plajları, sadece Fethiye ve Türkiye’de değil dünyada biliniyor. Ölüdeniz, Türkiye turizminin simgelerinden biri sayılıyor. (Bu ve diğer plajları ilgili başlıklar altında bulabilirsiniz.)

Çevre koy ve adalara tekne gezisi

Fethiye Körfezi’nin batı ve kuzeybatı yönünde sıralanmış adalara iskeleden motor turları düzenlenir. Tekneler sabah saat 10-11 arası kalkar ve akşam üzeri dönerler.

Günübirlik tekne gezilerinin en popüler iki güzergahından biri Göcek tarafındaki 12 Adalara , diğeri ise Ölüdeniz tarafınadır. Her iki gezinin ilk ya da son durağı, Fethiye girişindeki Şövalye adasıdır.

Rüzgarlı havalarda Ölüdeniz yönüne yapılan tekne gezileri biraz sarsabilir katılanları. Ama her iki güzergah da Türkiye’de yapılan mavi yolculuğun belki de en güzel koy ve adalarını içerir.

12 Adalar turunda,  Kızılada, Delikli Adalar, Yassıca Adalar, Tersane Adası, Domuz Adası ve diğerlerine uğranır. Kleopatra Hamamı’nda mola verilir. Bedri Rahmi Koyu, Göbün koyu da ziyaret edilir. Son durak Fethiye çıkışındaki ada olan Şövalye adasıdır.

Şövalye Adası: Fethiye Körfezi’nin ağzında, körfezi koruyormuş gibi yerleşmiş adadır  Şovalye Adası. Rodos Şovalyelerinin kullandığı adada bugün de yerleşim vardır. Yazlıklar, motel ve cafe bulunan ada, 12 Adalar’a düzenlenen turların dönüşünde son mola yeridir. İskeleden adaya sürekli dolmuş motorları da gidip gelmektedir.

Kızılada: Gün batımında kıyılarındaki kum ve çakılların kızılımsı renk alması nedeniyle bu ad verilmiş. Adada deniz fenerinden başka bir yapı yok. Doğu kıyısı dalgalara kapalı olduğundan demir atmak ve yüzmek için uygun.

Deliktaş Adası: Kızılada’nın kuzeybatısındaki irili ufaklı adalar. Dalış yapmak isteyenler bu adaları tercih ediyor en çok.

Yassıca Adalar: Yassıcalar denilen bu adaların tek tek adları bile yok. Öyle küçücük adalar ki, birileri çıkıp da ad vermemiş. Hepsine birden Yassıcalar denilip geçilmiş. Adalarda hiç bir tesis yok. Büyükçe olanının denize uzanan kumsallı burnunun ucunda küçücük bir havuzcuk oluşuyor. Minik bebekler için özel olarak yapılmış gibi. Burada adalar arasında yüzme macerasını da korkmadan deneyebilirsiniz. En kısa ara hepi topu 12 metre iki adanın arasında. Yarım saat kadar yüzebiliyorsanız dört adayı dolaşabilirsiniz. Dilerseniz adalara çıkıp yürüyebilirsiniz. Yalnız yanınızda spor ayakkabı bulundurmayı unutmayın.

Zeytin Ada: Yassıcaların güney ucunda. Özel mülk olan tek ada. Osmanlı dönemine ait bir zeytin sıkma atölyesi de var.

Tersane Adası: Körfezdeki adaların en büyüğü.  Mübadele sonrasında boşaltılmış eski Rum yerleşiminin kalıntıları yer alıyor adada. Adanın adını aldığı bir tersane ve gözetleme kulesinin kalıntısı karşınıza çıkacak ada gezisinde. Denizcilerin yaz ve kış koyları adını verdikleri iki koy, mavi yolculuk ve günübirlik gezi teknelerinin uğrak yeridir.

Domuz Adası: Prens adası da deniyor. Bir zamanlar adada bol yaban domuzu bulunurmuş.  Adanın rüzgara kapalı limanına tekneler rahatlıkla yanaşıyor ve demirliyor.

Hamam koyu: Mavi yolculuk ve günübirlik tekne turlarının uğramadan geçmediği koy. Mavi yolculuk tekneleri ve yatlar gecelemeyi çok seviyor. Günübirlik tekneler ise genellikle yemek molasını bu koyda veriyor. İskelenin hemen yanı başında, bir bölümü sular altında kalmış Bizans manastırı kalıntılarını göreceksiniz. Tekneden çıkıp kıyı boyunca ve orman içinde keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Kıyıda yatlara hizmet veren çardak lokantalar  var.

Kendinize güveniyorsanız Kleopatra hamamı koyu ya da Yavansu’dan tepeye doğru yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle antik kent Lydae’ye çıkabilirsiniz.

Tersane Adasının kuzeybatısında yer alan Taşyaka koyu, ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir kaya üzerine yaptığı balık resmi nedeniyle Bedri Rahmi Koyu diye anılıyor. Koyda salaş lokantalar ve yatların yanaşması için ahşap iskeleler bulunuyor.

Gösün Koyu: Domuz adasının güneyinde, girişi epeyce dar, çevresi çam ve zeytin ağaçlarıyla kaplı uzunca bir koydur. Koyun uç noktasında karaya çıkanlar, kaya mezarları ve antik kalıntılarla karşılaşacaklar. Günübirlik tekne turlarında olmasa da kimi Mavi Yolculuk teknelerinin ve yatların demirlemek için sevdiği koylardan biridir.

Koylar ve Plajlar

Fethiye’nin çevresindeki güzellikleri görmek, otel ve önündeki plajla kendinizi sınırlamak istemiyorsanız epeyce dolaşılacak yer bulacaksınız. Adı çok bilinen ve dolayısı ile kalabalık olan plajların dışında yerleri de seçebilirsiniz. Otomobiliniz varsa Oyuk Tepe denilen burnun etrafını dolaşmalısınız.

Biraz spor yapmayı isterseniz bu işi yürüyerek de yapabilirsiniz. 1. ve 2. Karagözler’i, limanı geçin sağa doğru deniz kıyısını izleyin. Önce Aksazlar Koyu’na çıkacaksınız. Biraz ileride Samanlık koyu var. Koya ve yarımadaya çok güzel uyum sağlamış Letoonia Tatil Köyü’nü geçip devam edin.

Manzara müthiş güzel, yüksekten aşağıda denizin, denizde kayıkların görüntüsünü fotoğraflayın. Her yer çamlık, havada mis gibi çam kokusu duyuyorsunuz. Uçurumun dibinde güzel koylar birbirini izliyor. Koyların bir çoğuna inebiliyorsunuz. Birinde tuvalet ve büfe bulunan bir plaj var ve çok güzel. Yol yarımada biçimindeki burnu dolaşıyor, Kalemya Koyu’nda bitiyor. Hillside Beach Club’de konaklamıyorsanız koya giremiyorsunuz.

Tepeden manzarayı seyretmekle yetinecekseniz. Öbür taraftan dolaşarak geri dönüyorsunuz. Kalemya’ya bitişik koy olan Boncuklu Koyu ise su sporları ve yüzmek için son derece elverişli.

Dönüş yolunuz deniz kenarından değil ama gene de güzel, çamlar arasından ve asfalt. Bu geziyi denizden tekneyle de yapabilirsiniz.

Mavi yolculuk ve günübirlik gezi teknelerinin uğrak yerlerinden biri olan Turunç Pınarı koyuna da karayoluyla ulaşılabiliyor. Kalemya koyunun batısındaki Turunç Pınarı koyunun tepeleri turunç ağaçlarıyla çevreli. İçinde tatlı su pınarı bulunan koyda Balıkçı Osman’ın Yeri diye bilinen salaş tesisler var. Koya gelenler dalından taze meyve ve sebze toplayabiliyor, masalarını balıkla donatabiliyor ve Balıkçı Osman’ın animasyonlarıyla eğlenebiliyorlar.

Yemeğe kalanlar buğulama ya da ızgara balık, jumbo karides, istakoz, karavide gibi kabuklular ve salata yanında mutlaka zeytinli ekmek de istemeliler. Sele zeytini, kuru soğan, peynir, maydanoz, dereotu, nane, domates, yeşil biber, karabiber ve kimyon gibi malzemeler kullanılıyor zeytinli ekmek hamurunda İstenirse karides te ilave edilebiliyor. Ve odun fırınına veriliyor.

Dönüş yolunuz deniz kenarından değil ama gene de güzel, çamlar arasından ve asfalt. Bu geziyi denizden tekneyle de yapabilirsiniz.

Kızılada: Gün batımında kıyılarındaki kum ve çakılların kızılımsı renk alması nedeniyle bu ad verilmiş. Adada deniz fenerinden başka bir yapı yok. Doğu kıyısı dalgalara kapalı olduğundan demir atmak ve yüzmek için uygun.

Deliktaş Adası: Kızılada’nın kuzeybatısındaki irili ufaklı adalar. Dalış yapmak isteyenler bu adaları tercih ediyor en çok.

Yassıca Adalar: Yassıcalar denilen bu adaların tek tek adları bile yok. Öyle küçücük adalar ki, birileri çıkıp da ad vermemiş. Hepsine birden Yassıcalar denilip geçilmiş. Adalarda hiç bir tesis yok. Büyükçe olanının denize uzanan kumsallı burnunun ucunda küçücük bir havuzcuk oluşuyor. Minik bebekler için özel olarak yapılmış gibi. Burada adalar arasında yüzme macerasını da korkmadan deneyebilirsiniz. En kısa ara hepi topu 12 metre iki adanın arasında. Yarım saat kadar yüzebiliyorsanız dört adayı dolaşabilirsiniz. Dilerseniz adalara çıkıp yürüyebilirsiniz. Yalnız yanınızda spor ayakkabı bulundurmayı unutmayın.

Zeytin Ada: Yassıcaların güney ucunda.Özel mülk olan tek ada. Osmanlı dönemine ait bir zeytin sıkma atölyesi de var.

Tersane Adası: Körfezdeki adaların en büyüğü.  Mübadele sonrasında boşaltılmış eski Rum yerleşiminin kalıntıları yer alıyor adada. Adanın adını aldığı bir tersane ve gözetleme kulesinin kalıntısı karşınıza çıkacak ada gezisinde. Denizcilerin yaz ve kış koyları adını verdikleri iki koy, mavi yolculuk ve günübirlik gezi teknelerinin uğrak yeridir.

Domuz Adası: Prens adası da deniyor. Bir zamanlar adada bol yaban domuzu bulunurmuş.  Adanın rüzgara kapalı limanına tekneler rahatlıkla yanaşıyor ve demirliyor.

Kleopatra hamamı: Mavi yolculuk ve günübirlik tekne turlarının uğramadan geçmediği koy. Mavi yolculuk tekneleri ve yatlar gecelemeyi çok seviyor. Günübirlik tekneler ise genellikle yemek molasını bu koyda veriyor. İskelenin hemen yanı başında, bir bölümü sular altında kalmış Bizans manastırı kalıntılarını göreceksiniz. Tekneden çıkıp kıyı boyunca ve orman içinde keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Kıyıda yatlara hizmet veren çardak lokantalar  var.

Kendinize güveniyorsanız Kleopatra hamamı koyu ya da Yavansu’dan tepeye doğru yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle antik kent Lydae’ye çıkabilirsiniz.

Tersane adasının kuzeybatısında yer alan Taşyaka koyu, ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir kaya üzerine yaptığı balık resmi nedeniyle Bedri Rahmi Koyu diye anılıyor. Koyda salaş lokantalar ve yatların yanaşması için ahşap iskeleler bulunuyor.

Göbün Koyu: Domuz adasının güneyinde, girişi epeyce dar, çevresi çam ve zeytin ağaçlarıyla kaplı uzunca bir koydur. Koyun uç noktasında karaya çıkanlar, kaya mezarları ve antik kalıntılarla karşılaşacaklar. Günübirlik tekne turlarında olmasa da kimi Mavi Yolculuk teknelerinin ve yatların demirlemek için sevdiği koylardan biridir.